ÖZ
Mide kanseri, mide içinde kontrolsüz hücre büyümesinden kaynaklanan ve beşinci en yaygın kanser türü olarak sıralanan bir hastalıktır. Başlıca risk faktörü olan Helicobacter pylori enfeksiyonu, mide mukozal değişikliklerini başlatır ve kansere ilerleyebilir. Mevcut tedavi stratejileri genellikle cerrahiye dayanmakta olup, perioperatif ve adjuvan kemoterapi, özellikle yaygın lenf düğümü tutulumu olan vakalarda sonuçları iyileştirmek için kullanılabilir. Ancak birçok hasta ameliyat sonrası nüks veya metastaz yaşayarak uzun vadeli sağkalım oranlarını sınırlar. Kolesterol metabolizması, kanser ilerlemesinde hücre zarı bütünlüğü, steroid hormon üretimi ve tümör mikroçevresinde sinyal iletim yolları üzerinde kritik bir rol oynar. Kolesterolün de novo sentezi, temel olarak sitozol ve endoplazmik retikulumda gerçekleşen karmaşık bir enzimatik reaksiyon kaskadı ile ilişkilidir. Kolesterol seviyelerinin azalması durumunda, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) reseptörlerinin (LDLR) ifadesi artar. Düşük yoğunluklu lipoprotein reseptörlerinin artış ve azalışı, kolesterol homeostazının korunmasında ve hücrelerin ihtiyaç duyduğu kolesterolün temin edilmesinde büyük önem taşır. Bu bağlamda oksidoskualen siklaz (OSC) inhibitörü olarak görev yapan Ro48-8071, oksidoskualenin lanosterole dönüşümünü engeller, bu da kolesterol biyosentezinin önemli bir adımıdır. Bu inhibisyon, kolesterol bağımlı hücrelerde kanser hücrelerinin proliferasyonunu engelleyebilir ve apoptozisini arttırabilir. Kolesterol metabolizmasının kanser oluşumundaki önemi göz önüne alındığında, bu çalışma Ro48-8071'in mide kanseri hücreleri HGC-27 ve MKN-45 üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır. Ro48-8071 OSC inhibitörünün etkisiyle bulgular, MKN-45 hücrelerinin proliferasyonu HGC-27 hücre hattına kıyasla daha yüksek derecede kolesterol metabolizmasına bağlılık gösterdiğini ve buna bağlı olarak LDLR gen ifadesinin kolesterol üretimiyle ters orantılı olarak düşük ekspresyon seviyesinde bulunduğunu göstermektedir. Bulgular, Ro48-8071 ile kolesterol sentezinin inhibe edilmesinin, kolesterole daha bağımlı olan MKN-45 mide kanseri hücrelerinin proliferasyonunu seçici olarak etkileyebileceğini göstermektedir. Bu durum, kolesterol metabolizmasının hedeflenmesinin, belirli mide kanseri alt tiplerini tedavi etmek için yeni bir yaklaşım sunabileceğini ve agresif kanser türlerine sahip hastalarda sonuçları potansiyel olarak iyileştirebileceğini düşündürmektedir.